Çarşamba, Ekim 28, 2009

Büyük Olmak İçin..


"Büyüklük odur ki kimseye iltifat etmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın. Memleket için gerçek ülkü ne ise onu görecek ve o hedefe yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktır, seni yoldan çevirmeye çalışacaktır. İşte sen burada direneceksin. Önünde sonsuz engeller yığılacaktır. Kendini büyük değil, küçük, araçsız hiç telakki edecek, kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu engelleri aşacak, ondan sonra sana büyüksün derlerse bunu diyenlere güleceksin."
M. Kemal ATATÜRK

Büyük olmak için kimsenin iltifatına, pohpohlamasına ve alkış sahteliklerine ihtiyacınız yok. Elinizdekinin değerini bilip ileriye baktığınız sürece, hedefe yürüdüğünüz sürece siz ancak siz olup bir şeyler yapabilir ve de kendinize ve ülkeye faydalı olabilirsiniz.

29 Ekim Cumhuriyet Bayramıımız Kutlu Olsun..

Kıymalı Tarhana Çorbası


Gripten kırıldığım şu günlerde bu da iyi gelenlerden..

Herşeyin kıymasızını ve etsizini tercih etsem de minnoşa kıyma kaktırma projesi olarak kıymalı yaptım.

Tencereye bir miktar kıyma, az yağ kavurdum. Salça ile biraz çevirdim.

Önceden ısladığım 1 çay bardağı tarhanayı da döktüm üzerine.

Devamlı karıştırmak sureti ile, sıcak su ilavesi ile pişirdim. Kaynayınca 5 dak. ocakta tutup tuz ilavesi ile sonlandırdım.

Taze nane yaprağı ile servis yaptım.

Herkesi en domuzundan, kuşundan, deli danasından, ya da tüm zararlı mikroplardan korusun Allah'ım..

Hasta mısın iyileştin mi ne haldesin diye soran sormayan tüm iyi- kötü gün dostlarına kısaca herkese sağlıklı günler dilerim..

İyi gelir..


Her durumda moral verir, hep yanınızdadır, sizi hayal kırıklığına uğratmaz; tadı hep aynıdır çünkü.. Kısacası iyi gelir :)

Pazartesi, Ekim 26, 2009

İşte O Şiir..


Adnan Bey'in evlenme yıldönümlerinde Bihter'in gözünün içine baka baka okuduğu o şiir.. En sevdiğim şairden..

Ben güzel gözlü kadınları severim

Bir de küçük ayaklıları, uzun boyunluları

Hem nasıl severim, öyle severim işte

Terler avuçları, kesilir solukları.

Ben mahzun kadınları severim,

Yavru ceylanca kadınları, ürkekçe,

Hem nasıl severim, öyle severim işte.

Bilemezsin ne güzeldirler öpüştükçe,

Ben akıllı kadınları severim,

Düşünen, az konuşan, çok bilen,

Her yerde her zaman nazı çekilen,

Hem nasıl severim, öyle severim işte.

İçimde büyük, sonsuz ateşler yanmalı

Ölümüm bile o kadın yüzünden olmalı.

Ümit Yaşar Oğuzcan

Perşembe, Ekim 22, 2009

Anılarımızı Canlandıran Kokular Mimi..


Ebrulim' den yine bir mim..

Ben kokuya çok hassasım buraya maddeler sığmaz şimdi.. Yine de bir deneyelim bakalım

1- Mayalı hamur kokusu, bayılırımmm

2- Deniz kokusu, beni resmen sakinleştiriyor

3- Yağmurdan sonraki toprak çimen kokusu, çok taze..

4- Bebek kokusu, yok böyle bir şey, anlatılmaz..

5- Babam kokusu, sigara- parfüm ve ten karışımı garip bir güç kokusudur o..

Çikolata, erimiş çikolata, kahve miss gibi..

E daha çok var ama 5 madde yazmak gerekiyormuş.. Ben yine de yazacağım :)

Naftalin kokusu anneannemi hatırlatır mesela, eski sandık kokuları falan..

Pasta börek kokuları yemek kokuları annemi hatırlatır..

Çocuk kokusu mesleğimi hatırlatır

Gazetedeki mürekkep kokusunu severim

Tarçın kokusuna biterim

Oje kokusunu severim

Leylak koklamaya doyamam, seyretmeye de

Fesleğen koklamak terapidir bana..

Eski plak ve kaset kokusu anılarımı canlandırır

Eski kitaplar da öyle..


İçki içmiş insan kokusundan nefret ederim

Sigara kokusu midemi bulandırır

Mangal kokusunu da sevmem, et et kokuyor..

Kızarmış balık kokusunu da sevmem..

Kolonya.. hiçç sevmemm

Gerçek ve esas temizliğin en basit kuralı olan su ve sabunu es geçip, parfümle bunu bastırdıklarını sanan ve ortaya çıkan o müthiş rahatsız edici kokudan da nefret ederim..

... Falan filan işte :)

Şimdi kimleri mimleyeceğim ben..

Mim seven arkadaşları seçmeye özen gösteriyorum, bazıları hoşlanmıyor çünkü.. Ama bulamıyorum zorlanıyorum, burdan dileyen arkadaşlarım alıp cevaplarlarsa çok sevineceğim.. Bu da benden böyle bir uygulama olsun olur mu ;)

Salı, Ekim 20, 2009

Mim..

Ebruli arkadaşım mimleyeli çok olmuş gerçi de, ben ancak yazabildim, haberim olmadı :)

1-En sevdiğiniz 3 çiçek ismi???

Leylak, Papatya, Yasemin

2-Gerçekleşmesini istediğiniz 3 hayaliniz??

Hayallerim bende kalsın, onlar için yaşıyorum :)

3-En sevdiğiniz ve en sevmediğiniz 3 huyunuz??

Sevdiğim huyum bazen sevmediğim huyum haline gelebiliyor. Madde insanı değilim ben, 3 madde yapamayacağım şimdi.. Ama çok fazla iyi niyet, yardım severlik, paylaşma, herkese koşulsuz şartsız kredi ve af bazen sevdiğim bazen sevmediğim huylarımın baş rollerindeler mesela..

4-Gıcık olduğunuz 3 hareket;

Ben hırstan, hasetten, arkadan konuşanlardan nefret ediyorum

5-Bu benim bu güne kadar olan en kara günümdü, dünya başıma yıkıldı ve bir daha ayağa kalkamam diye düşündügünüz olay?

Oooo her sıkıntıda aynı laf söylenir ama pek tabi ki bal gibi ayağa kalkılır. Şu an bunu yazabilmem bile ispatıdır herhalde :)

Ben de bu mimi Marjo ya, Ebvata ya, Pembe tatlar a ve yeni izleyicilerimden dishy caddy ile onuncu köyün adamına paslıyorum..
kolay gelsiinnn..

Pazar, Ekim 18, 2009

Sarı Mercimek Çorbası


Bizim evde en sevilen çorba çeşididir. Piyasada hazırı bulunamadığı için taa memleketten açığını bulur getirtiriz, o da öyle her yerde satılmaz..

O kadar faydalı ki, besleyiciliği de tartışılmaz çocuklar için.. Mercimek ne kadar değerli bir besin biliyoruz, ama bu en değerlisi içlerinde..

Sarı Mercimek Çorbası Malzemeleri

8 su bardağı et suyu ya da su

2 su bardağı sarı mercimek

1 adet kuru soğan

4 yemek kaşığı yağ

1 tatlı kaşığı nane

1 tatlı kaşığı kırmızı toz biber

1 tatlı kaşığı sumak

1 yemek kaşığı limon suyu

Tuz

Karabiber

Sarı Mercimek Çorbası Tarifi

Geniş bir tencereye, ayıklayıp yıkadığınız mercimeği, bütün halde soğanı, et suyunu ve tuzu koyun. Mercimekler ezilene kadar pişirin. Daha sonra tenceredeki soğanı çıkarıp, mercimeği süzgeçten geçirin ve ayrı bir tencereye alın. Kaynamaya bırakın. Küçük bir tavaya margarini, tereyağını ya da zeytinyağını koyup, kızdırın. Nane ve kırmızı tozbiberi ekleyip yağda yakın. Ocakta kaynayan çorbaya ilave edin. 1-2 dk. daha kaynatıp ocaktan alın. En son olarak çorbaya limon suyu ve sumak ekleyin. Karıştırıp servis yapın.


Afiyet olsun..

Çubuk Turşusu


Bilmeyenler için.. Meşhur Ankara Çubuk turşusu..

Çarşamba, Ekim 14, 2009

Eda'ya..


Adaşım Eda'yı uzun zamandır tanırım ve çok da severim. Stil direktörü sitesinin bu samimi sahibesi, acı bir kaybını paylaşmış sitesinde, ona tekrar buradan da başsağlığı dilerim.

Ve çok önemli bir konuya değinmiş sitesinde.. Cümleleri aynen şöyle..

Çok düşündüm ve yaşamımdan internetin neler alıp, neler verdiğini sorguladım...
En son anneannemi ne zaman Moda sahilinde çay içmeye götürdüm?
Ne zaman seradan çiçek aldım, ne zaman ferah bir zamanda keyifle yemek yaptım?
Ne zaman ayaklarımı uzatarak yaşama şükrettim....
Sizleri tanımak, en ufak bir çöpü bile değerlendirip bloga eklediğim, sizlerin de beğenisi kazanmak, yeni insanlar tanımak çok ama çok güzeldi.
Ama yorumlara cevap yazamadığım için, geceleri sabahlara kadar ayakta kalmak, sizleri ihmal etmemek için çırpınmam gerçekten içimden geldiği içindi....
Ama yorgunum ve üzgünüm...

Son zamanlarda ben de çok düşünüyordum bu konuyu da, yine tercüman hisler diyeceğim bu yüzden..

Siz de düşünün, yaşamınızdan neler aldığını.. Bu konuda kendi adıma dikkatli davrandığımı biliyor, ama etrafımda bu sebeple bağımlı çok kişi var demek istiyorum.. Düzelemeyecek durumlar ve sönen ilişkiler, hayal kırıklıkları da cabası..

Ama bu yazıda beni en çok vuran cümle anneanne ile ilgili cümleydi.. Rahmetli anneannemi son kez görememenin, belki internet yüzünden değil ama başka hayat telaşeleri yüzünden onu ihmal ettiğimin acısını hala yüreğimde taşıyorum.

O yüzden sevgili adaşım, anneannen hala hayatta iken birlikte geçirilecek keyifli zamanlarınız umarım daha nice olur..

Pazartesi, Ekim 12, 2009

Şeftalili Elmalı Tart

Dolapta uzun zamandır bekleyen 2 iri şeftali ile ne yapsam diye düşünürken doğaçlama çıkan bir tart..
2 şeftaliyi küp doğradım
1 tane de elma rendeledim
1 su bardağı şeker ilavesi ile pişirip suyunu çektirdim
İç malzeme oluşmuş oldu

Hamur malzemeleri:
2 su bardagı un
1 yumurta
4-5 yemek kaşıgı yogurt
150 gr. erimiş tereyağ
3- 4 yemek kaşığı zeytinyağı
1 çay kaşıgı kabartma tozu
1 su bardağı pudra şekeri

Hamuru yoğurup ikiye ayırdım alt taban için daha fazla, diğer yarısı üste rendeleneceği için daha az ayırdım ve onu buzluğa kaldırdım.
Tart kalıbına fazla olan hamuru yerleştirdim. Üzerine meyveli harçtan koydum. En üste buzdolabındaki donmuş hamuru rendeledim. İşte bu kısım biraz zorladı, baya bir kol kuvveti gerektiriyor.
Isınmış fırında 170 dak. üzeri kızarana dek pişirdim, soğuyunca tarçın ve pudra şeker karışımı eledim.
Afiyetler olsun..

Tercüman Hisler..

Birbirimizi hiç tanımasak da blog arkadaşlarımızın uzun süren yoklukları, geri dönüşleri bizi sevindiriyor.. Sevgili Demli'nin dönüş yazısı da çok anlamlı, okumak için tıklayın..

Pazar, Ekim 11, 2009

Çikolatalı Kek


Bloglardan denemelerim devam ediyor. Acemi olduğunu iddia eden ama tabii ki öyle olmayan,taa Çin lerden bize yazan sevgili Esra'da gördüğüm an hemen denedim, yoksa bir kenarda kalıyor tarif ve unutuyorum.
Esra bu keki daha fazla övmeliydi diye düşünüyorum, çünkü ben tadına bayıldım. İnsan bazen kendi yaptığı şeyi övemiyor gerçi, yanlış anlaşılmasın diye.. Gerçekten çikolataya doyuruyor ve marketten aldığımız hazır falan marka baton kekle aynı lezzette..

Ojinal tarif için tıklayın..

Ben yine de kendi arşivimde bulunsun diye ve yaptığım mini değişiklikler sebebiyle aşağıya tarifi aktarıyorum :

Malzemeler: ( 20-22 cm. kalıp için. )
150 gr. tereyağı
200 gr. çikolata (bitter kuvertür kullandım)
1 su bardağından 1 parmak az toz şeker
2 iri yumurta
1/2 su bardağı yoğurt
1 su bardağından 1 parmak az un
1 paket şekerli vanilin
Yapılışı:
Tereyağı ve küçüp parçalara ayrılmış çikolatayı birlikte hafif ateşte eritelim. Erir erimez ateşten alalım, kaynamasın.

İster aynı kapta ister derin bir kaseye aktarıp orada şekeri ekleyelim. Şeker eriyinceye dek 5-6 dakika çırpalım. (Şekeri önceden ölçüp mutfak robotunda inceltebilirsiniz.) Şeker eriyip karışım ılınınca yumurtaları ekleyelim ve tekrar çırpalım. Yoğurdu ekleyelim. Unu ekleyip son olarak vanilyayı ekleyip tekrar iyice çırpalım. Yağlanmış ve unlanmış kek kalıbımıza karışımımızı boşaltalım. Önceden 175 dereceye ısıtılmış fırında pişirelim. Pişip pişmediğini anlamak için bir kürdanı kekinizin ortasına batırın, temiz çıkıyorsa olmuştur. (Fırınımızın kapağını ilk 20 dakika asla açmıyoruz)


Afiyetler olsun, teşekkürler Esra..

Çarşamba, Ekim 07, 2009

Kayısı Soslu Bisküvi Tabanlı Pasta ve Artan Malzemeden Bir Taşla İki Kuş..


Malzemeler :

Tabanı için
2 paket burçak bisküvi
100 gr. tereyağ

Kreması için :
2 poşet krem şanti
1 bardak süt

6 yemek kaşığı un
6 yemek kaşığı şeker
1 yumurta
3 su bardağı süt

Kayısı sos : Yaklaşık 20 kuru kayısıyı sıcak suyla çok az kaynatıp rondodan geçirdim, içine biraz frambuaz sosla tat verdim.

Krema için önce un, şeker, yumurta ve süt ile koyu kıvamda bir muhallebi pişiriyoruz ve soğumaya bırakıyoruz, ara sıra karıştırarak tabii ki.. Sonra krem şantiyi sütle çırpıp, dolapta bekletiyoruz. Muhallebi soğuyunca bu ikisini birleştirip çırpacağız.


Burçak bisküvilerini rondodan geçirip, erittiğimiz tereyağı ile yoğuralım.

Yuvarlak bir kalıba, ben yağlı kağıt sermenizi öneririm, en alta bastırarak bisküvili karışım, üzerine krema, en üste ise kayısı sosu dökün. Rende beyaz çikolata ile süsledim ben.. Bir gece dolapta beklerse sonuç daha iyi oluyor.

Gelelim artanları değerlendirmeden dolayı ortaya çıkan asıl tariften daha lezzetli olmuş şipşak bisküvili pastaya..



1 büyük su bardağı krema artmıştı, kayısıları haşladığım su da duruyordu. 5 dak. yı geçmeyen bir uydurmasyonla yukarıdakinden daha güzel bir lezzet çıkardım ortaya..
2 paket kakaolu piknik bisküviyi kayısı suyu ile ıslatıp küçük bir kare borcama dizdim.
1 kat ve üzerine krema, 1 kat daha..
Araya 1 muz dilimledim
2 kat daha bisküvi ve krema dizimi..
En üste rende çikolata..
Nefis oldu gerçekten, en çok bu yendi..


Afiyetler olsun..

Salı, Ekim 06, 2009

İşiniz tüm blogları okumak olsa../ Paylaşmak üzerine..

Evet tüm mesainiz, göreviniz bu olsa.. İster miydiniz.. Ben isterdim sanıyorum, belki de böyle bir iş kolu vardır. Ya da bunu kendine iş edinen birileri..

Kendimde son yıllarda gelişen şu gerçeği fark ettim ki, ben artık herhangi bir şey almadan önce, mutlaka ama mutlaka blogları dolaşıp bilgi ediniyorum.

O mağazadaki satış görevlisinin malını övüp, ya da bu size cuk oturdu gibi iltifatları artık bana sahte geliyor. İşin içinde ticari kaygı var sonuçta değil mi..

Blog yazan arkadaşlar, bu işi gönülden yapıp sadece paylaşma derdinde oldukları için bana son derece güvenilir geliyorlar. Aynı şekilde kendim söz konusu olunca da durum aynı.. Bir yerlerde iyi bir şey gördüysem ya da öğrendiysem, hemen buradan sizlerle paylaşmak istiyorum ki, sizler de bilin, faydalanın diye.. Ya da içten bir şekilde gelen sorulara yetebildiğim kadarıyla cevap vermeye çalışıyorum.

Bazen de link veriyorum, iyi birşeyler yapan keşfettiğim arkadaşlarım için..

Bunlar olması gerekenler, ideal olanlar. Ne var ki, bazıları da başka yerde gördüğü fikirleri kaynak belirtmeksizin, kendisine aitmiş gibi yayınlıyor ve bundan bazen kimsenin haberi dahi olmuyor. Halbuki deseler ki, ben bunu falanın filanın sitesinde gördüm, bakın siz de görün diye bir link vermek çok mu zor acaba.. Bu konuda bazılarını duyarlı olmaya davet ediyorum. Burası bir paylaşım alanı sonuçta.

Sadece yaptıklarımızla değil, bildiklerimizle de boy göstermek gerek diye düşünüyorum.

Hele ki o konuda yazıya yapılan yorumlardan öyle çok şey öğreniyor ki insan, bazen yorumların yazının önüne geçtiği dahi görülebiliyor..

Kısaca çeşitli kaygılar gütmeyen, sadece paylaşmak adına yazan tüm arkadaşlarıma buradan bir teşekkür etmek geldi içimden bugün..

Herkese mutlu günler..

Pazartesi, Ekim 05, 2009

Kahve..


Karar verin artık, kahve masum mu, değil mi ???

Yine bir sürü olumsuz şey okudum, tam bir fincan keyif kahvesi içecekken..

Giveaway..

Hersheyler, yeni yaşında hediyeler dağıtıyor.
Doğum gününü kutluyor, ve tasarımlarını çok beğendiğimi ifade etmek istiyorum buradan..
İyi şanslar..

Cumartesi, Ekim 03, 2009

Tavuk Sarma ( Kekik ve kaşarlı )

Tavuğun pratik ama şık sunumlu hali bence..
Tavuk sarması yapmak için ince dövülmüş tavuk etlerine ihtiyacınız var. Bende göğüs eti vardı, malum kuru olur kendileri.. Bu sebeple terbiyeledim sabahtan zeytinyağ, sarımsak ve baharatlar ile..

Sonra içlerini kekik ve kaşar rendesi ile doldurup rulo yaptım. Ek yeri alta gelecek şekide güveç kabına yerleştirdim. Aralara biber ve domates yerleştirip, fırına verdim. Pişme süresi sonundan 5 dak. önce kaşar ve kekik karışımından üstlerine de döktüm.

Son derece kolay yapımı var ama çok uğraşılmış gibi görünüyor, deneyenlere afiyetler olsun..

Cuma, Ekim 02, 2009

Doğa İçin Çalmışlar / Divane Aşık Gibi..

Az önce izledim ve müthiş duygulandım.. 45 genç müzisyen doğa için çalıp söylemişler. Nasıl güzel olmuş anlatamam.. Umarım rastlamış ve dinlemişsinizdir tvde.

Adresi hemen vermek istedim, unutabilirim daha sonra çünkü.
Sitede klip için yakında yayında yazıyor ama lütfen takip edin ve dinleyin.

Türkü zaten Karadeniz türküsü ve çok da severim, bu şekil harika olmuş, çok sevdim.
Emekleri geçenlerin yüreklerine sağlık. Adres için tıklayın.

Onlar müzik yaparak destek olmuşlar, biz de doğa adına elimizden ne geliyorsa yapalım lütfen..
Son eklenti :
Popstar versiyonu linkini göndermişler sağolsunlar, Fırat Bey'e burdan teşekkürler..
Tıklayın ve dinleyin hadi..
Sevgili pembe peluş 100.izleyicisini kutlaması sebebiyle hediyeler dağıtıyor.Yapmanız gerekenler,kayıtlı izleyicisi olmak ve yarışmayı blogunuzda duyurmak. İyi şanslar..